Likya Yolu

Likya yolu, fethiye, antalya, kaş, brothers camp

Likya Yolu

Likya Yolu, Türkiye'nin güneybatısındaki Antalya, Muğla ve Burdur illerinde yer alan tarihi bir yürüyüş rotasıdır. Yaklaşık 500 km uzunluğundaki bu rotada, güzel kıyı manzaraları, antik kalıntılar, dağlık araziler, yerel köyler ve kumsallar gibi farklı doğal ve kültürel zenginlikler keşfedilebilir. Bu yazıda, Likya Yolu rotasında yapılan bir geziyi anlatacağım.

  1. Gün: Antalya - Beycik (13 km)

Geziye Antalya Havaalanı'ndan başladık. İlk gün rotamız Beycik köyüne gidiyordu. Bu bölgede muhteşem Toros dağları manzarası eşliğinde yürüdük ve Kemer yakınlarındaki Beycik köyünde kamp kurduk.

  1. Gün: Beycik - Ulupınar (17 km)

İkinci gün rotamız Ulupınar'dı. Bu gün de Toros Dağları'nın güzel manzaraları eşliğinde yürüdük ve Ulupınar'da kamp kurduk. Burada doğal bir kaynak suyu kaynağından gelen soğuk suya girebilir ve serinleyebilirsiniz.

  1. Gün: Ulupınar - Chimaera (Yanartaş) - Cirali (8 km)

Üçüncü gün, Chimaera (Yanartaş) ve Cirali'yi keşfetmek için özel bir rotaya çıktık. Bu rotada, Chimaera'nın eşsiz doğal ateşleri, orman yürüyüşleri ve muhteşem bir kıyı manzarası gördük. Cirali'de konaklama yaptık.

  1. Gün: Cirali - Olympos (3 km)

Dördüncü gün, Olympos'a doğru yürümek için kısa bir mesafe kaldı. Olympos, Likya Yolu'nun en önemli antik kentlerinden biridir ve Likya döneminden kalma tarihi kalıntılarıyla ünlüdür. Bu günü, Olympos'u keşfetmekle geçirdik.

  1. Gün: Olympos - Adrasan (24 km)

Beşinci gün rotamız Adrasan'a gidiyordu. Bu güzergah, en zorlu olanlardan biriydi, ancak muhteşem deniz manzaraları, dağ manzaraları ve doğal yaşamın harika örnekleri ile ödüllendirildik.

  1. Gün: Adrasan - Gelidonia Burnu (18 km)

Altıncı gün, Gelidonia Burnu'na doğru yürüdük. Bu rota, kıyı şeridi boyunca muhteşem manzaralar sunuyor ve Gelidonia Burnu'nda konakladık. Burası, dalış yapmak için ideal bir yerdir ve muhteşem deniz

  1. Gün: Gelidonia Burnu - Sazak Koyu (18 km)

Yedinci gün rotamız Sazak Koyu'na doğruydu. Bu güzergah, kıyı şeridinde yürümeye devam ederek, deniz manzaraları ve doğal yaşamın zenginliği eşliğinde ilerledik. Sazak Koyu, sakin ve izole bir koydur ve bu nedenle kamp kurmak için mükemmel bir yerdi.

  1. Gün: Sazak Koyu - Limanağzı (14 km)

Sekizinci gün rotamız Limanağzı'na doğruydu. Bu güzergah, kıyı şeridi boyunca yürüdükten sonra, dağlık bir bölgeye girdi. Bu bölgede, antik kentler ve tarihi kalıntılar keşfettik. Limanağzı, harika bir kumsalı ve sakin bir atmosferiyle ünlüdür.

  1. Gün: Limanağzı - Karaöz (16 km)

Dokuzuncu gün rotamız Karaöz'e doğruydu. Bu güzergah, kıyı şeridi boyunca ilerledikten sonra, dağlık bir bölgeye girdi ve zorlu bir yürüyüşe dönüştü. Ancak, Karaöz, sakin bir koy ve güzel bir sahili ile kamp yapmak için mükemmel bir yerdi.

  1. Gün: Karaöz - Tekirova (19 km)

Onuncu gün rotamız Tekirova'ya doğruydu. Bu güzergah, zorlu dağlık bir bölgeyi geçtikten sonra, Tekirova'da konaklamak için birçok seçeneğe sahip olduğumuz güzel bir sahile ulaştık.

  1. Gün: Tekirova - Beycik (16 km)

Onbirinci gün rotamız, Likya Yolu'nun başlangıç noktası olan Beycik'e doğruydu. Bu güzergah, başlangıçta yürüdüğümüz rotayı takip ederek geri dönmeyi içeriyordu. Ancak, bu sefer yürüyüş rotasının farklı bölümlerini keşfetme fırsatı bulduk.

Likya Yolu, Türkiye'nin en ünlü yürüyüş rotalarından biridir ve bu gezide keşfettiğimiz muhteşem doğal güzellikler, antik kentler ve yerel yaşam, benzersiz bir deneyim sundu. Ancak, uzun ve zorlu bir yürüyüş rotası olduğu için, iyi bir hazırlık ve uygun ekipman gerektirir. Ayrıca, rotada yer alan bazı bölümlerin, özellikle de dağlık alanlarda, zorlu ve tehlikeli olabileceği göz önünde bulundurulmalıdır.

  1. Gün: Beycik - Olympos (17 km)

Onikinci gün rotamız Olympos'a doğruydu. Bu güzergah, yine kıyı şeridi boyunca ilerleyerek, doğal yaşamın zenginliğini keşfettik. Olympos, antik kent kalıntıları ve harika bir plajıyla ünlüdür. Burada konaklamak için birçok seçenek vardır ve gece yarısı denize girenler için harika bir deneyim sunar.

  1. Gün: Olympos - Adrasan (20 km)

Onüçüncü gün rotamız Adrasan'a doğruydu. Bu güzergah, yine kıyı şeridi boyunca ilerleyerek, dağlık bir bölgeyi geçtikten sonra Adrasan'a ulaştık. Adrasan, kristal berraklığındaki denizi ve sakin atmosferiyle ünlüdür.

  1. Gün: Adrasan - Gelidonya Burnu (15 km)

Son gün rotamız başlangıç noktamız olan Gelidonya Burnu'na doğruydu. Bu güzergah, kıyı şeridi boyunca ilerleyerek, son kez Likya Yolu'nun güzelliklerini keşfettik. Gelidonya Burnu, Likya Yolu'nun en güzel noktalarından biridir ve muhteşem manzarası ile unutulmaz bir deneyim sunar.

Likya Yolu rotası, zorlu ve uzun bir yürüyüş rotası olmasına rağmen, Türkiye'nin en güzel doğal güzelliklerini, antik kentleri ve yerel yaşamı keşfetmek için mükemmel bir fırsattır. Ancak, rotanın zorlukları göz önünde bulundurularak, iyi bir hazırlık ve uygun ekipman ile gitmek önemlidir. Ayrıca, rotanın bazı bölümlerinin, özellikle de dağlık alanlarda, zorlu ve tehlikeli olabileceği unutulmamalıdır. Sonuç olarak, Likya Yolu, Türkiye'de yürüyüş severler için kaçırılmayacak bir deneyimdir.

  1. Gün: Gelidonya Burnu - Adrasan (15 km)

Rotamızın son gününde, Gelidonya Burnu'na tekrar geri dönerek, bir önceki gün yürüdüğümüz güzergahı Adrasan'a kadar geri döndük. Bu güzergahı geri dönerken, Likya Yolu'nun güzelliği ile bir kez daha karşılaştık. Adrasan'a varıp dinlendikten sonra, sahilde bulunan kafelerde yerel yemeklerin tadına baktık.

  1. Gün: Adrasan - Demre (20 km)

Rotamızın son gününde, Adrasan'dan Demre'ye doğru yola çıktık. Bu güzergah, kıyı şeridi boyunca ilerleyerek, Demre'ye ulaştık. Demre, antik Myra kenti ve Aziz Nikolaos'un kilisesi ile ünlüdür. Burada, St. Nicholas Müzesi'ni ziyaret ederek, Aziz Nikolaos hakkında daha fazla bilgi edindik.

  1. Gün: Demre - Kaş (30 km)

Rotamızın son gününde, Demre'den Kaş'a doğru yola çıktık. Bu güzergah, dağlık bir bölgeyi geçerek, Kaş'a ulaştık. Kaş, Likya Yolu rotasının son noktasıdır ve Türkiye'nin en güzel kıyı kasabalarından biridir. Burada konaklayarak, yürüyüş rotamızın son gününü kutladık.

Likya Yolu rotası boyunca, Türkiye'nin en güzel doğal güzelliklerini, antik kentleri ve yerel yaşamı keşfetme fırsatı bulduk. Ayrıca, yürüyüş rotası boyunca, birçok yerel halkla tanışma fırsatı da elde ettik. Ancak, rotanın zorlu ve uzun bir yürüyüş rotası olması nedeniyle, iyi bir hazırlık yapmak ve uygun ekipman ile gitmek önemlidir. Yolculuğun zorluklarına rağmen, Likya Yolu rotası, unutulmaz bir deneyim ve Türkiye'de yürüyüş tutkunları için kaçırılmayacak bir fırsattır.

Likya Yolu rotası boyunca yürürken, doğal güzelliklerin yanı sıra antik kentleri ve kültürel zenginlikleri keşfetmek de oldukça önemli bir deneyimdi. Rotanın çeşitli noktalarında, antik kentlerde yapılan kazı çalışmalarına tanık olduk ve yerel rehberlerin anlatımları sayesinde bu tarihi yerlerin önemini daha iyi kavradık. Ayrıca, rotanın bazı noktalarında, yerel halkın geleneksel yaşam biçimlerini de gözlemleme fırsatı bulduk.

Likya Yolu rotası boyunca yürüyüş, bazı zorluklarla da karşılaştığımız bir deneyimdi. Rotanın bazı bölümleri oldukça dik ve kayalık olduğu için, yürüyüş sırasında dikkatli olmak ve uygun ekipman kullanmak gerekiyor. Ancak, zorlu bölümlerin yanı sıra, rotanın büyük bir bölümü oldukça keyifli ve manzaralı bir yürüyüş sunuyor. Özellikle, rotanın kıyı şeridi boyunca ilerlerken, muhteşem deniz manzaraları eşliğinde yürümek oldukça keyifliydi.

Yürüyüş rotamız boyunca, konaklama seçenekleri de oldukça çeşitliydi. Rotanın bazı noktalarında, kamp yapma imkanı bulduk. Ancak, rotanın bazı bölümlerinde, özellikle de antik kentlerin yakınlarında, konaklama seçenekleri sınırlı olabilir. Bu nedenle, rotayı planlarken, konaklama seçeneklerini iyi araştırmak ve önceden rezervasyon yapmak önemlidir.

Likya Yolu rotası boyunca yürüyüş yapmak, sadece doğal güzellikleri ve antik kentleri keşfetmekle kalmayıp, aynı zamanda Türkiye'nin zengin kültürel mirasını da keşfetmek için harika bir fırsattır. Bu zorlu yürüyüş rotası, doğa severler ve tarih tutkunları için vazgeçilmez bir deneyimdir.

Rotanın en güzel noktalarından biri, Patara Plajı'dır. Uzun ve geniş bir plaj olan Patara, Türkiye'nin en güzel plajlarından biri olarak kabul edilir. Plajın hemen yanında, Likya Yolu rotası da geçer. Bu nedenle, rotayı yürüyenler genellikle Patara Plajı'nda bir mola verir ve plajın tadını çıkarır.

Rotanın bir diğer güzel noktası ise Saklıkent Kanyonu'dur. Kanyon, kayalık yamaçlar arasında yer alan kristal berraklığındaki suları ile ünlüdür. Kanyonda yürümek oldukça zorlu olsa da, doğal güzelliği keşfetmek için harika bir fırsattır. Yürüyüş rotası boyunca, Likya kültürüne ait birçok kalıntı da görmek mümkündür.

Likya Yolu rotası boyunca, yürüyüşe katılanlar, Akdeniz'in güzel manzaraları eşliğinde yürüyerek, Türkiye'nin kültürel, tarihi ve doğal zenginliklerini keşfetme fırsatı bulurlar. Ayrıca, rotada yer alan köylerde yerel halkla tanışarak, geleneksel yaşam biçimlerini ve yemeklerini de keşfedebilirler.

Likya Yolu rotası, Türkiye'de yürüyüş tutkunları arasında oldukça popülerdir. Her yıl binlerce yürüyüşçü, bu rotayı yürümek için Türkiye'ye gelir. Rotanın tamamını yürümek birkaç hafta sürebilir, ancak rotanın farklı bölümlerini kısa yürüyüş turları ile keşfetmek de mümkündür.

Sonuç olarak, Likya Yolu rotası, Türkiye'nin en güzel yürüyüş rotalarından biridir. Doğal güzellikleri, antik kentleri, kültürel zenginlikleri ve zorlu yürüyüş rotası ile, her yıl binlerce yürüyüşçüyü cezbetmektedir. Eğer doğayı ve yürüyüşü seviyorsanız, Likya Yolu rotasını mutlaka deneyimlemelisin